KAZBEK DAĞI - GERGETİ BUZULU TIRMANIŞI
- Emre Acun
- 17 Eki
- 3 dakikada okunur
6 Temmuz da önce İzmir - İstanbul oradan da İstanbul - Tiflis arası yaptığımız uçak yolcuğuyla Gürcistan seyahatimiz başladı.
Tiflis e indiğimizde saat gece yarısı 3 gibiydi ve bir kaç saat de burada önceden rezervasyon yaptığımız transfer aracımızın gelmesini bekledik. Transferimizi Go Trip uygulamasıyla bulduk.
3,5 saatlik Tiflis havalimanı Kazbegi kasabası seyahatimizde oldukça iyiydi. Şöförümüz bir kaç noktada duaraklayarak manzaları fotoğraflamamızı sağladı.
İlk durağımız Zinvali gölü. Baraj gölü olan Zinvali etrafındaki dağlar ve doğal manzarası ile fotoğraf çekme hevesinizi körüklüyor. Fotoğraf çekmek için özel alanlar oluşturmuşlar. eğlenceli fotoğraflar çekebilirsiniz.
2 inci durağımız, 13.yy dan günümüze, gölü kıyısındaki Ananuri kilise ve kalesi, halen daha ibadet edilen önemli kiliselerden birisi. Tiflis e 72km uzaklıkta, yaklaşık 1 saat mesafede bulunuyor. Aragvi nehri kıyısında bulunan Kilisenin nehre doğru güzel fotoğraflarını yakalayabilirsiniz.
3 üncü durağımız Gürcistan- Rusya dostluk anıtı. Kayak merkezi Gudauri ile Jvari geçidi arasında Gürcistan Askeri Karayolu üzerinde bulunan anıt, Kafkas Dağları'ndaki Şeytan Vadisi'ne bakan büyük, yuvarlak, taş ve beton bir yapıdır. Anıtın içinde, yapının tüm çevresini kaplayan ve Gürcü ve Rus tarihinden sahneleri tasvir eden büyük bir çini duvar resmi bulunmaktadır.
Ve 3 saatin sonunda Kazbek kasabasına vardık. Otelimize yerleştik. Etrafı keşfetmek ve bir şeyler yemek için merkeze yürüdük. kaldığımız yer çarşıya çok uzak değildi, güzel temiz bir apart daire tutmuştuk.
***
Bir sonraki gün yine Kazbek ve çevresini keşfetmeyle geçti benim için. Otelimzde kahvaltı yapıp yakın çevredeki görünesi yerleri ziyaret ettim. Ünlü Rooms Otel de akşam kahve keyfi yaptım Kazbek dağına karşı. Balkonun dan muhteşem bir Dağ manzarasına sahip.
***
9 Temmuz da sabah saat 6 da bolt uygulamasından taksi çağırıp Gergeti kilisesine, yürüyuüşe baişlayacağım noktaya geldim. ve serin açık bir havada yürüyüşe baişladım.
hava çok güzeldi biraz bulutlu ancak birazdan güneş açacaktı.
Yalnız olmak bana kendimi dinleme kendimi farketme fırsatı veriyordu. başlangıç biraz dikti. zaten bir patika oluşmuştu yolu bulmakda zorlanmadım. ilk 30 dakika kadar biraz dik olmasınında etkisiyle nefesimde bir miktar zorlanma yaşadıysam da daha sonra bu durum değişti. Daha rahat ve kontrollü nefeslerle yürüyüş ritmimi bulmuştum.
her yer alabildiğine yeşil bir örtü ile kaplanmıştı çayırın üzerinde atlar geziniyor ve otlanıyorlardı. yeşilliğin ortasında oranın bir parçasıydılar. O bölgenin atların olduğu belliydi. Bulundukları yer ile uyumlu ve bütündüler. Bu çok güzel bir manzaraydı.
Yolda yürüyüş yapan dağcılardan yardım alıp fotoğrafımı çektirdim. Bende onlarınkini çektim.
Devam ettikçe etrafım yeşil bir örtüden ibaret kalıyordu. sıcak basmıştı üzerimden bir kat çıkarttım. 1,5 saat kadar bu şekilde devam ettim ve 2900 metrede bulunan CAFE 360 ı uzaktan görmeye başladım. 2 saatte kafe nin yanındaydım. Kafe yi geçince biraz ilerde ilk kamp alanı görünüyordu 3000 metre civarında.
İlk kamp alanında bir dağ evi ve konaklama yapılacak hazılanmış çadırlar vardı. Dağ evinde de konaklama için odalar mevcuttu anlaşılan. Ancak yola devam edip buzula ayak basmalıydım. Dağ evinin konforuna kendimi kaptırmanın manası yoktu. Hedefim belliydi eşsiz Gergeti Buzuluna ayak basmak. Giderek daha da heyecanlanıyordum.
Yalnız başıma çıkmış olduğum bu macerada beni daha neler bekliyordu? Bu dakikadan sonra hava soğumuş ve kapanmıştı. Her an yağmur yağacak gibiydi.
Birinci kamp alanını geçince taşlık ve kayalık bir alan geldim. Aradan su akıyordu giderek genişçe bir nehirle karşılaştım. yavaştan buzlu ve karlı alanlarda başlamıştı. Yağmur hızlandı ıslanıp üşüyeceğim diye endişelenmeye başladım. Bir kayanın yanında biraz dinlenmeye başladım. Kayayı kendime siper ettim. Rüzgar yağmuru hızlandırıyordu.
1 saat daha yağmurun hızlanmaması, hatta bir miktar kesilmesi için dua ettim.
Yerimden kalkıp ilerlemeye başlayınca zirve faaliyetinden dönen arkadaşlarımla karşılaştım. buzulun hemen ileride olduğunu söylediler. bana eşlik etmek için geri dönmek isteseler de ben bu hedefe yalnız başıma ulaşmak istediğimi belirttim. Anlayışla karşıladılar ve dağ evinde buluşmaya karar verdik.
15 dakika kadar daha yürüyünce buzulun başladığı alana geldim. Zirve yapacak dağcıların kamp çantalarını taşıyan atlar ve sahipleri burada sıra olmuşlar çantaları indiriyorlardı. Dağcılar ayakkabılarına buzulda rahat yürümelerini sağlayacak olan kramponları takıyorlardı. Her şey çok organize ve düzenliydi. Heyecanım artmıştı. Buzula bu heyecanla ayak basıp 10 adım kadar ilerledim ancak daha fazlasını yapmadım. Kramponum yoktu ve buzulun ilerisi tehlikeli olabilirdi.
Arkamı döndüğümde kulüp başkanımız ve can yoldaşım beni sessizce takip etmişti. Buna mutlu oldum çünkü fotoğraf çektirmek istiyordum ve diğer herkes hazılıklarla çok meşguldü.
Fotoğraflarımızı çektikten sonra dönüşe geçtik.
Dağ evinde diğer arkadaşımızla buluşup biraz ısındık ve kurumaya çalıştık.
Sıcak kahve ve lezzetli bir kek yedim. Çok güzeldi 3000 metre de bu konfor oldukça tatmin ediciydi.
Biraz ısınıp kuruduktan sonra, havanın da açmasını fırsat bilip iniş için yeniden yola koyulduk. Yalnız başıma geldiğim bu rotayı bu defa arkadaşlarımla iniyordum.
Hava sabaha göre çok daha sıcaktı ve yol daha kalabalıktı. 2 saat gibi bir sürede Kilise alanına ulaştık.
Böylece benim için Gergeti Buzulu macerası da bitmişti. Amacıma ulaşmıştım. hayalim gerçekleşmişti. Şimdi Kazbegi ve sonra da Tiflis in görülesi yerlerini birkaç gün daha keşfetme zamanıydı.






















































Yorumlar